Acele ediyorum evet, söyle geç.
Kitapları falan çıkarırken de tashih vb yapıp sokağa salmak istemiştim, ilerde basılır basılmaz, dağıtılır dağıtılmaz, ama, word kullanan editörler her düzeltmeden bir öncekinin unutulması, bir çok kopyenin oluşması, son anda yeniden düzeltme yapışım ilk yazdıklarımdan kurtulamama yol açtı. Word'ün minnacık sözlüğünün düzeltme sözlüğü olarak kullanıldığını fark ederek müdahale etmem, Develioğlu'nu kullanmayanlara da tavsiye edişim, elden ele dolaşan elden geçirmeler, elimdeki metinlerin önemli bir kısmını yine başıma bela etti.
Yazıyorsan, tamamlanmış bir metin haline getirecek, dil bütünlüğünü vb de sağlayacaksın. Yoksa her baskısı farklı eserlerin müellifi olursun. Üstüne üslük dili, edebÎ medeniyeti kirletirsin.
Aklıma ne geliyorsa, onlar neyi çağrıştırıyorsa, alakalı alakasız hangi platformda olursa olsun yazıyorum. Yaz, kurtul, zihni kurtar.
Sonra hayatının eserini yaz, gönül rahatlığı ile öl.
Felsefe, özellikle kuramsal felsefeyi ödenmemiş bir fatura bile olsa kaleme alabilmek güç. Yoğunlaşma uzun zaman alıyor, zihin odaklanabilirse yazması uzun sürmüyor, konuya hakim olma kaydı ile. Borçlarını ödeyeceksin, maddi kaygı duymayacak kadar ekonomini kontrol altına alacaksın, sözlerini tutacak, seni rahatsız eden küskünlükler kırgınlıklar hataların varsa gidereceksin, özrünü dileyecek, gerekirse kuzu gibi boyun eğeceksin, ,zihni meşgul edecek bir şey bırakmayacaksın. İşin bitince de bir terslik olursa acil bir geçim sıkıntın olmayacağını bileceksin, geçinmek için ne yapacağın belli olacak. İhtiyaçları küçültebilecek bir sosyal konumda olacaksın, aşçıda, kahvede kredin olacak aç kalmayacaksın iş uzarsa vs. Borç alabileceğin yerler olacak, konuşmuş olacaksın. Kartların olacak, ormanda bir mağarada yaşamıyorsan, şehir medeniyetine teslim olmuşsan.
Hemen şimdi değil, ama çok da uzatmadan. Bir ömür boyu faal olsan da ömür boyu dediğimiz şey gitgide kısalıyor. Kala kala en fazla bir kedi ömrü kadar zamanım kaldı.
Strese girmişliğin eseri değil söylediğim. tersine strese girmemek için.
Gençlik hareketi yıllarında otuzlu yaşları görebileceğimi sanmıyordum. Epey bir acelem oldu, ne olur ne olmaz diye. Okundum da değişik adlarla. Bugün öyle bir derdim yok. Tersine, strese girmemek için acele ediyorum. Zamanında başlayarak, bir plan yapıp ona köle olmayarak. Henüz vakit varken.
Daha kısa, daraltılmış zamanı defaatle kullanmayı öğrenince ölüme karşı tedbirli olma düşüncesi, ihtiyacı olanlara birşeyler bırakma hesabı vb iç karartıcı bir duygu uyandırmıyor.
Bir şey yazarken başka bir şey çağrıştırırsa serbest bırakıyorsun, nasıl olsa kesilip yapıştırılır, aklına geleni ölçüp biçip bitmeye yakın haliyle dile getiriyorsun, hammadde olarak değil.
Az zaman değil bir kedi ömrü. En az bir Magnum Opus'a yeter, artar bile.