11 Ekim 2010

CHP Safralarını Siyaset Yaptıkça, Sorun Çözdükçe Atacak!

CHP'de bir değişim ve yeniden şekillenme yaşanacaktır. Bu kaçınılmaz.

CHP'den uzaklaşacaklar ve uzaklaştırılacaklar olacaktır. Bu da kaçınılmaz.

Ancak kimse değişimi tasfiyeler, örgütsel düzenlemeler üzerinden düşünmemelidir.

Değişim ve yeniden şekillenme gündelik siyasetteki sorun çözümleri üzerinden olacaktır.

Tasfiyeci ya da örgütsel düzenlemeci bir bakışın elinde zaten ne bir eylem planı ne de siyasî program vardır. Ne siyasi aktörler kendi yerlerini bulabilmişlerdir, ne de bunu bulabilecekleri bir zaman/imkân üzerine konuşabilmemiz mümkündür.

Ezberin ve ideolojinin  birlik ya da ayrılık sağlayacağı beklentisi ancak çokbilmiş gazeteciler ve naif biliminsanları için sözkonusudur.

Dünyadaki gelişmeler, Türkiyenin dinamikleri, başdöndürücü pozisyon kaymaları ve alışverişler hiç bir duruş üzerinden ortaklıklara vade sunmayacaktır.

Fikir ortaklıkları ya da ayrılıkları dinamik ve değişken bir zeminde ve ancak dinamik ve ucu açık anlamlarıyla siyasetin pratiği ve pragmatiğinde, sorun çözümlerinin alanında kendini gösterecektir.

Farklı duruşlar, çatışan kararlılıklar farklı bakışların ve dinamiklerin ifadesi, temsili üzerinden demokratik bir zeminde birbirini dışlayıcı olmayacaktır. Daha geniş bir ufuk arayışı, sorun çözüm imkanlarının genişliğini kabulleniş, eleştiriye ve karşı önerilere açıklık ortak zemini gitgide genişletecektir.

Dayatmacı, antidemokratik, tartışmaya kapalı, sorunçözümü dinamiklerine saldıran bir tutumla farklı kaygıların demokratik bir zeminde temsilinin, daha iyi gerekçelere ve konunun hakikatine açıklıkta itirazın birbirlerine karıştırılmamaları gerekmektedir.

CHP'nin oturması, şekillenmesi, yeniden demokratik bir parti dinamiklerine kavuşması için sadece ve sadece siyaset yapması, siyasetin dünyasında kendisini sınaması gereklidir.

Uzlaşmaya ezberden kapalılık, partiye zaten bir dayatma olarak girmiş siyasilerin ortak siyaseti belirleme misyonunu kendilerine yazmaları kabul edilemez, devam ettirilmesine izin verilemez bir tıkanıklık ve gerilim kaynağı olacaktır.

Tehditle siyaset yapma, pozisyon alma imkanı kimselere verilmemelidir.

Tüzük ve yönetim değişiklikleri ölçülü ve tutumlu bir biçimde gerçekleştirilmeli, küskünlerin dönmesi ve takviye güçlerin sunabilecekleri imkânlar abartılmamalıdır. Elbette küskün bırakılmamalı, daha dayanışmacı ve toplumsal temsil modellerine ve çevrelerine açık durulmalıdır. Bu açık duruş, kendi dönüşümünün, envanterinin, oturmasının bir ifadesi olarak düşünülmelidir.

Daha radikal tüzük ya da yönetim değişiklikleri, siyasi programın detaylanması genel bir şekillenme, oturma, kendini bulma sürecinde kendisini sunacaktır.

Dinamikleriyle buluşma, kendi iç dayanışmasını ve alışverişini sağlama süreçlerini kendiliğindencilik olarak görmek CHP'nin şu anda yaşadığı sorunları görmemezlikten gelmeye denk düşer.

İddialılık ve insiyatiflilik konuşarak, tartışarak, koklaşarak, kapışarak, dayanışarak, eyleyerek ve dünyaya yüzünü çevirmeyi öğrenerek edinilecek hasletler.

Eleştiriye ve yanlışlanmaya açıklık bir kendini bulmuşluk ve tarihteki yerini edinebilmişlikle alakalıdır. Bir zamanda, bir dünyada yerleşmiş, hep değişen ve kendisi kalan sosyal sorumluluk olarak!