17 Ağustos 2007
Sokak Köpeği ile Süs Köpeği
Süs köpeği kucağında uyuduğu insan kıpırdandığında hırlarken, sokak köpeği itildiği kakıldığı mahallesini bekler, gölgelere, ufuktan gelen seslere havlardı.
Süs köpeği acıktığında kendisini doyuran, şefkatle bakanlara hırlarken, sokak köpeği önüne atılan kemiği müteşekkirane kapıp bir kenarda kemirmeye giderken bir başka aç köpeğe kaptırır, umutsuzca, ya da beklentisiz bir umutla yeni bir kemiğin atılmasını beklerdi. Bir kemik daha atıldığında aldatılmaya hazır ve razı bir ağırbaşlılıkla atılma yönüne yollanır, bu düşünceli insana saygılarını suna suna yemeğini yer, kemik atanın yolunu kesiyorsa, kemiğini dahi kapamadan yoldan çekilir, hüzünle ve saygıyla bekler, kemiğine avuçlarında çocuğunu tutan bir kadının ışıltılı bakışıyla bakardı.
Süs köpeği sahibinin koltuğuna, yatağına uzandığında rahatının kaçırılmasını istemez, sırtarırdı. Sokak köpeği, bir yıkıntıda uyuyan mahallenin delisine sırt verir, ısıtırdı. Ekmeğini alıp yemesine dalgın dalgın kuyruk sallardı.
Süs köpeği eve hırsız girdiğinde alacağı rüşveti düşünürken, sokak köpeği bahçesine yaklaştırılmadığı evleri dahi kollar, korumaya çalışırdı.
Yo hayır, süs köpeğiyle sokak köpeği asla konuşmadılar. Sokak köpeği süs köpeğine selam kuyruğu salladı. Süs köpeği ona havladı.
Süs köpeği gezdirilirken gülümseyen insanlar, sokak köpeğini görünce yol değiştirdiler.
Sokak köpeğine döndüm sordum: "Köpek Kardeş, görmüş geçirmiş, köpekliğe de insanlığa da mesafeli, bilge ve yiğit bir zatsın. Ormanlarda barınsan, her köre değil de bir köre yol göstererek mevki kazansan, seni taşlayanların evlerini koruyacağına rahatına baksan olmaz mıydı?"
Köpek Kardeş gerindi ve esnedi. Muzipçe baktı, sonra kalkıp yanıma oturdu. Şefkatle dedi ki: "İnsan Kardeş, köpekliğin de onurunu korumak birilerine vazife olamaz mı? İnsanların attıklarıyla yaralanıyorum, yine onların attıklarıyla, artıklarıyla, saçtıklarıyla doyuyorum, ama delilerine bakıyor, çocuklarını okullarına kadar izliyorum. Ürkek bir gölge gördüğümde onu evine kadar geçiriyorum. Kimseye bir borcum yok dememle, ellerindeki ekmeğe göz dikmemle mi insanlar daha insan olacak? Ya da köpekler daha az ya da çok köpek olacak?"
Pantolonuma dokunmadan ayağıma, yani ayakkabıma yaslandı. İç çekerek kendisini uykuya bıraktı. Başucunda bekledim. Uzaktan gelen seslere havladım. Rüzgarı kokladım.
Yanıma kimseleri yaklaştırmayacak bir heybette durdum.