12 Temmuz 2007

Kurtlar Kuzular


Kurt yavrusunu kuzu postuna sokar da sürüye katarsa, kuzu gönlündendir.

Dişleri dökülmüş kurt, sürüye katılıp melerse, kuzulara süt vermeye de kalkar.

Zalim avcı kurdun da kuşun da izindeyken, kurtluk kuzuluk hukuku ortadan kalkar.

Sürüye katılan kurdu avcıya gösteren, kuzu değildir artık. Koyun postuyla doğan kurda çoban, çayır dayanmaz.

Hilesizce sığınan, bizdendir. Her hile de yüze çarpılmaz.

Bir sığınağı kemiren kurt sürüsü sessizdir, uysaldır. Bırakırsın sığınak başına çöker, ama iş orada da bitmez, çöküntü de kemirilir. Kendi sığınağı başkalarına sığınak olmayan kurt, insana da kurttur, kurda da.

"İçimizde kurt var!" diyen kuzu, sürüye sığınmış kurdun kuzusunu ya da dişi tırnağı düşü dökülmekte olan kurdu elevermekteyse suizandadır.

Sığınağı sığınanların başına yıkacak masum ağaçkurtlarına ise yapılacak fazla birşey yok. "Sığınağımız kemirilmekte!" diyen kuzu, kurban gitmekteyse, büyüklük etmektedir. Zannedilse iyi olurdu diye melediğiyle gidişi, yeni dallara, yeni bir çatıya, sıvaya, verniğe, varsa boyaya, ya da arada bir yeniden marangoz çağırmaya ihtiyacı hatırlatma sorumluluğundandır, ince düşüncedendir, Efendim.

Arif "içimizde kurt var!" denildiğinde bakacağı yeri bilendir.

İnsan hem kendisini inşa eder, hem çevresini. Durmak yıkmaktır, çürüyüştür, çöküştür. Bakım, tadilat, tamirat ve zamanı geldi miydi çöküşe gücenmemek; yeniden başlamaların boş iş olmadığını bilmek, oluşu bilmekten, sezmekten ibarettir.

Oluş, birlikte oluştur. Ellerimize doğanların ellerine doğuyoruz. "Onlar kendi çocuklarının da çocukları!" demekte bazıları.

Gelip geçiciyiz. Gelip geçeceklere sırt dönmüyoruz.

Ama, bazan musallaya yatacakken, utana sıkıla da olsa, ağacın kemirilmesini tabiattan, tabiatından da bilsek hatırlatıyoruz. Zan altında kalıyoruz, zan altında bıraktığımızı sanarak.

Ve toprakta da, kemiriliyoruz. Bundan şikayet mi edilir? Tabiat bir cesetten daha kurtuluyor. Toprak kabarıyor.

Meleşe meleşe geçirilmiş bir ömrün ardından. Giderayak, kalanlara da gidenlere de selamı esirgemeden. Yangından mal kaçırmadan.

Doğmakla başlamadan. Ölmekle yok olmadan.

Ölmeden ölenlerle, "benden sonra tufan!" demeyenler anlaşılmaktaysa hâlâ, kalan insanlık, giden insan.

Bir gün insanlık da gider. Hava da, su da.

Sorumluluk bakî.

Aşk Bakî.12 Temmuz 2007, 01.30