27 Ağustos 2009

Neşet Ertaş: Olduğu Gibi Olan Bir Aşık


"Olmadan olduğunu sanan" diyebilmek için kaç kitap yetebilir?

Okunan kitap sayısıyla ne ifade edilebilir?

Yazımızı yazabilmek için mi onca okuyayazdığımız?

Okumak: Görmek, tanık olmak, dinlemek, kalbini açık tutmaktı bir zamanlar

Kendisini bilişiyle kendimizi bildiğimiz insanlardan çok mu okuyoruz gerçekten zamanı, insanı, aşkı ve ölümü.

Karacaoğlanları, Emrahları kendisinden derlediğimiz abdalların evlatları cahil de biz onlardan öğrendiklerimizle allâmeyiz, öyle mi?

Hangi apartma "look", "sound", "lick", "scala" Muharrem Ertaş'ın sesi kadar okşayabilir aşkı, haysiyeti, geçmişle geleceğin bağını?

Dört gün dinledim Neşet Ertaşı, bitmedi söyleyecekleri.

Sözünde konuşmayan kimseyi bırakmayarak.

Dedim: Aşk nedir ey Aşık, aşık nedir?

Dedi: "Aşk"la "aşık" aynı şeydir.

Sözü orada uyuttuk. O tamburayı eline aldı, içinden adamlık çıkartmaya çalışılan hayatlar ayağa kalktı.

Topuk vurarak, yan giderek, omuz düşerek, dik durarak, kenardan geçerek.