4 Mayıs 2011

Medeniyet ve İnfaz

Gücün ve imkânın her türlüsünü elinde bulunduran bir süper devlet hukukun işletilmesi yolunda imkanları işlevsiz ve gereksiz ilan ederse, kendilerini mazlum, hukuksuz, haksız, itilmiş, kakılmış görenler ne yapar?

Adaletin vücut bulması, geleceğe bir yol, kanal, imkan açılması, bir çözüm ruhunun ortaya konulmasını içerir. Kısasa kısas da hukuktur: İndirgenmiş, intikamın meşruiyetini çıkış yolu edinen bir hukuk. Sanıldığının tersine, her gelenekten büyük hakimlerin hemen hemen hepsinin kararlarında kötülüğü, şiddeti, zoru eşitleme değil bir hikmet ve gelecek sunumu, çatışma kapışma alanlarının insani alışverişe açılışı söz konusudur.

Ufkun yoksa linç ettirirsin. Sokaklarda insanlar bir cesedi parçalamış aç yaratıklar gibi kol, bacak, deri sinir üleşirler. Kibarlar tribünde alkışlarken, huliganlar etraflarında tepinirken.

Bu insani duruşla mı barışı, dayanışmayı, insanlığı ayakta tutacaksın?

Sokaklar kan içinde, insanların ayakları çıplak, kin, çaresizlik serseri bir mayın gibi yolunu arıyor. Bugün bir umudun peşinden koşan, yarın koşamazsa ne olur? Ne olur herkes bu sunulan adaleti, nihai adaletin sesi bilirse?

Kan döktün, düşmanını yok ettin? Şimdi sırayı karşı tarafa mı veriyorsun? Karşı taraf kim? Sen kimsin? Medeniyet neyin medeniyeti?

Yaratılmaya çalışılan bitmeyen bir düello, bitmeyecek bir kan banyosu mu? Değilse kan ile kan ne zaman temizlenebildi?

Adaletin gücü kendi kuyruğunu kovaladıkça, adaletin feneri dibini aydınlatamadıkça, terazi cesetlerle dengelendikçe öngörülen dünyada yeni bir şey yok demektir.

Kafkas Tebeşir Dairesini katlayalım ve bir kenara koyalım: Hukuk konuşabileceğimiz kimseler yok dünyada! Medeniyet kendisinden kaçmış!

İnfazların önü açıldı mı, kısasa kısas bile unutulur, soğuksavaş yıllarında "müttefik" ülkelerin çıkarları için infaz edilmiş aydınlara, gazetecilere, hukukçulare, sendikacılara, insan hakları savunucularına, gençlik liderlerine yenileri eklenir durur. Toplum mühendisiliği öyle gerektirdiğinden, "önleyici" eylem olarak düşünüldüğünden.

Sokaklarımızda hiç bir intikam eylemine taraf edilemeyecek insanlar kurşunlandı. Medeniyet adına, soğuksavaş adına, yüce çıkarlarınız adına. Bir özür bile dilemediniz. Onca zulümden, işkenceden, tecavüzlerden, darbelerden, talanlardan sonra.

Sizin yaptığınıza, yaptırdıklarınıza sizin tarzınızda karşılık vermemizi isteyen, kışkırtan, bekleyen sizlerdiniz Ey Sömürgeciler: Sizin istediğiniz gibi olmayacağız!

Çocuklarınızla çocuklarımız kardeşçe yaşayacak. Sokaklarda insan parçalamadan.

Gücünü hukukun üstünlüğü için seferber etmeyen, adalet duygusunu da yolundan çıkarır, saptırır.

Şiddet hukukun dili değildir. Hukuku reddetmek yerine, kendisini hukuksuz bilene kapını aç, dinle, sonra gazabın diliyle konuş, bildiğini okuyacaksan. O dil bugün orada, yarın buralarda, bir gayrete gerek kalmadan.

İnsanlığı, medeniyeti ayakta tutma, yaşatma ise çaba, emek, çırpınma işi.

Kendimizi bir kere daha fişlettireceğiz ama, şerh düşelim "tarihe",  yine konuşmanın zor, aydının sakıncalı, medeniyetçiliğin infazcılık olduğu bir zamanda.