31 Mayıs 2010

Yardım Gemilerimize Yapılan Saldırı Üzerine

Saldırı uluslararası sularda olmuştur.  "Yolcular saldırgan davrandı, o yüzden silah kullanmak zorunda kaldık" türünden gerekçeler anlamsızdır. Provakasyona gelmemek böyle bir kampanyayı yürütenlerin ahlaki sorumluluklarındandır. Direniş gösterene, kendini savunana, korsanlara karşı ne yapılıyorsa onu yapana yaptırımda bulunulması her zaman için sorunludur. Suçu işleyen, ilk elde, uluslararası sularda saldıranlardır.

Burada savaş hukukunun konuşturulması tutarlı değildir. Savaşta dahi yardım gemilerine saldırılara meşruiyet yazılamaz.

"One Minute"ün kanlı intikamıymış gibi gösterip el oğuşturulması, çöllerde sırttan hançerlendiğimiz lafzları, (1 Mart ve sonrasından dolayı) "işte belamızı bulduk" türünden saçmalıklarla uğraşanlar şunu bilmeliler: Düşüncelerini paylaşsak da paylaşmasak da, aralarında olmayı düşlesek de düşleyemesek de saldırıya uğrayanlar vatandaşlarımızdır, komşularımızdır, insanlarımızdır! Onlara medenice davranamayanları hiç bir gerekçeden, aidiyet ya da aidiyetsizlik duygusundan, politik tavırdan bakış aklayamaz, paklayamaz!

Ülkeleri toplama kampına dönüştürülmüşlere yardım eli uzatmak için dedelerinin bize geçmişte nasıl davrandıklarına bakacaksak yazıklar olsun bize!

Hak, hukuk, adalet, insanlık dosta da geçerlidir, dostluğunu görmediğimize de. İşkencecilerimize dahi işkence yapılmasını reddetmediğimizde, hukuksuzkuğa hukuksuzlukla cevap vermediğimizde medeniyetin diliyle konuşuyoruz: "Bizi cezalandıracak" lobilere, "erovizyon jürilerine", ülkelere işaret edenler onları haydutlaştırmaktan çok kendi egoist gerekçelerini kepaze ediyorlar: Hak hukuk lafzının zalimlerden mükafaat alınabilecekse meşrulaşacağını savunarak!

Zalimlikle mağdurluk arasındaki hat çok ince. Sana yapılanı zulmü karşı tarafa yapman seni de zalim kılar. Senin yaptığını karşı tarafın da sana yapabileceğini kabul ettiğinde / meşru gördüğünde ise adalet duygun var demektir, adil olduğuna dair bir kanıt olmasa da..

Bir zulme ortak olmamız, ses çıkartmamamız için nelerle ürkütülmeye çalışıyoruz: Biz zulüm yaptıysak ona da artık ses çıkarılacağı şantajıyla bile!

Ben zalimsem çocuklarım buna karşı çıkacak, hatamı düzeltecek, ben göremediğim, kavrayamadığı için. Tanrılık taslamadığım için, hatasızlık şerbetiyle yıkanmadığım için.

Her "can" bizim için canan. Biz candaşız! Zalim ayrıcalıkları değil dilediğimiz halkımız için, halklar için: İnsan olmanın medeni sorumluluğu ve dayanışma, kardeşlik!

Ne zaman kanımıza susamamışlardan müttefikler edineceğiz? Ne zaman insanlığı müttefik edineceğiz? Bu acı, bu dünya, bu zulüm bizim!