7 Haziran 2012

Açılımsa Açılım!

Ortadoğudaki gelişmeler iki yönde şekilleniyor. Birincisi, Irakta demokratik bir federasyon için girişimlerin başarı kazanması ve Suriyede yumuşak iniş olasılıklarının belirmesi; ikincisi, Irakın karışması, Suriyedeki sorunların Iraktaki sorunlarla bütünleşmesi ve İrana aynı zamanda saldırılması biçiminde.

Varolan her alternatifte üzerimizde ve üzerimizden pazarlıklar dönüyor. Dönen her pazarlık durumu kurtarma adına onaylanırken, içerde sorun çözümüne yönelik her girişim mahkum ediliyor.

Bizim dışımızdaki herkesin tartışabildiği ve burnunu sokabildiği işlerde siyasi partilerimizin insiyatif kullanmasını, sorunları masaya yatırmasını, çözüm aramasını olumlu buluyorum.

Bölgeyi belirleyecek aktörlerin önemli bir kısmı bizim içimizdeki dışımızda. Şartlar, insiyatif kullanılmasını, zihnen hazır olmayı, atılmış köprüleri onarma çabalarını küçümsememiz anlamına gelmemeli.

Dışımızdakilerin verebildiği, verdirebildiği kararları ne farketme kararlılığı içindeyiz ne de olduğunu iddia ettiğimiz kırmızı çizgilerin sönme noktalarında gezinebiliyoruz.

Ülkeye sahip çıkmak bürokratik bir hamasiyatın işi değil. Kenarda kalmak, bulaşmamak da güvenli bir duruş olabilir bazan, macera başlarken, gelişmeler okunamazken, bir duruş oluşturamazken.

Bugün içe kapanıp korunma dönemi bitmiştir! Öncelikle partiler için geçerlidir bu: Yeni bir şey söyleyerek yani sorun çözerek, kendilerini halka emanet ederek ayakta kalacaklardır.

Tasvip etmediğim yönetimler, insiyatifler oldu bittici davranmadıkça, politikalarını ve kendilerini değişmez görmedikçe kapalı siyaset tarzına tercih edeceğim.

Siyasi partiler, meclis, demokratik rekabet aktif hale getirilmeli, yeşertilmelidir. Güçlendirilmelidir demiyorum çünkü demokratik insiyatif potansiyelimiz atıl durumdadır. Toplumsal dayanışma ve konsensus kanalları can çekişmededir.

Demokratik siyaset platformu sorunları çözemese de varolan mentaliteyi yenme ve aşma kapılarını aralayacaktır.

Ben bir önceki açılıma kuşkuyla baktım ve sordum: "Bu kararlar nerede alındı, ne yapılacak, nasıl tartışılacak?" Bugün henüz açılım diyemeyeceğim insiyatife ise kuşkuyla bakmıyorum, her sorunu çözebilecek bir kapasite gördüğümden değil, meclisin, siyasi partilerin çalıştırılmasını öncelediğinden.

Bir yanlış yapılırsa düzeltiriz. İtiraz ederiz. İnsiyatif üstlenecek partilerin bizi tüm çeşitliliğimizle, entellektüel kapasitemizi tüm nüanslarıyla temsil etmediğini bile bile. İki gün sonra bıkıp yorulma, kaytarma olasılığını gözardı etmeden.

Toparlarsak, gelişmeler her türlü olasılığı masaya yatıran güçlü ya da derme çatma onca insiyatifi canlı tutarken konuları bir başka masaya yatırabileceğimizi düşünmemize itirazın hiç bir anlamı yok. Buyursun isteyen istediğini istediği masaya yatırsın: Bölgedeki oldu bittilerin biz durumu kurtarsak da, çırpınsak da sürekli kapımızı çalacağını unutmadan!

Yanlıştan dönmek kolaydır, hele hele demokrasiyi işletmemizden kaynaklanan yanlışlardan dönmesi. Verilmiş kararlarımız ve sözlerimiz cetvelle sınır çizenlerin çalışma masasındadır. Buna itiraz açık ve demokratik bir siyasi diskurun önünü açmakla başlar. Önerilebilecek diğer faaliyetlerin bu yapılmadıkça neye hizmet ettiğini bilemeyiz!