8 Ağustos 2011

Fâize Ergin: Kime Hâlim Diyeyim, Kime Feryâd Edeyim, Kime Rüsvay Olayım, Kime Şekva Edeyim



Uzun yıllar, aralar sonrası eve uğradığımda pek fazla konuşamazdık. Doğrudan konuşamazdık.

Sofra sonrası geçilen şarkılarda Faize Ergin'in "Kime Hâlim Diyeyim Kime Feryâd Edeyim"i muhakkak icra edilirdi. Görmememiz gerekeni görecek, duymamamız gerekeni duyacaksak; görmüş ve duymuşsak, görme ve duyma ihtimalimiz varsa ve susulacaksa Annem de katılırdı ayakta, mutfaktan, meşguliyetinden.

Artık susmadan susmayı öğrendik. Sofra yok. Geri dönüş noktalarımız gitgide siliniyor. Bir zamandan sonra, asıl, ileriye bakmak şart oluyor. Enver Paşa'nın ölümü bu hali hatırlatır bana. Şarkıyla alakası yok.

Şarkıyı bir başka söyleyen ağırbaşlı bir köpekti. Aralarına dönülebilir insanların bakî olduğu zamanlarda. Yeni bir insan önerilmemesi gerektiği günlerde.

Beste: Fâize Ergin. (Tanburî ve bestekâr Fâize Hanım, Fahire Fersan'ın kızkardeşi ve Refik Fersan'ın baldızıdır.)
Usûl: Düyek
Makam: Acemaşîrân
Güfte: ?
Yorumlayan: Melihat Gülses
Ney Taksimi: Murat Aytekin
İcra Üzerine: Sabite Tur yoğunluğunda, ama bana hitap edemedi. Musikî meclislerinde bir haleti, söylenemezi, dile gelemezi paylaşırken pırıldayan; ortak ruhu çağıran, bir ruh ortaklığı bildirisine dönüşen şarkılardan idi, bir başka icra edilirdi, ondandır. "Dağ-ı derûn"da Şeyh Galibe de bir gönderme var, sanırım.

Kime hâlim diyeyim kime feryâd edeyim
Kime rüsvây olayım kime şekvâ edeyim
Kime bu dağ-ı derûnum kime ifhâm edeyim
Gülerek gel güleyim kendimi handân bileyim


(Dil aynasızlarına soru: "Aralarına dönülebilir insanların bakî olduğu günler" mi, yoksa "aralarına dönülebilir insanların bakî oldukları" günler mi? İkisi de mi? Bir üçüncüsü mü? Ne zamandan bu yana? Hangi dönemde? "Seyh Galibe" mi "Galipe" mi? Gaalip ya da Gaalib mi? Yoksa Gâlib ya da Gâlip mi? Hangi kurala, dile, dil dünyasına, dil zamanına göre?)