20 Haziran 2011

Fuzulî'nin Anısına 1

Fuzulî de son yıllarda ruhsuz, teatralimsi okumalarla; sözü inciten ney inlemeleri, şiiri bastıran saz eklemeleri; manzara akışları ve kes yapıştırcı tezyinî sanatlarla sunulur oldu. Ne derdinin derdinde insanlar, ne de şiirinin ahenginin farkındalar. Sular damlıyor, hat ve ebru akışıyor, ulvî olanı yakalamışlık tonunda gayretsiz bir sığlık anlam ve medeniyet dünyamızı darma dağın ediyor.

Eski şiirimizin nasıl okunacağına dair bir fikir edinmek, geleneksizlik ile gelenekçiliğin yakıp yıktıklarını tamir edebilmek için musikîmizdeki gazel/kaside "performanslarına" da dönüp bakmamız, klasik şiirimizi en iyi bilenlerden, vezin, prozodi, ahenk, ritm, dinamik derdi olanlardan dinlememiz lâzım.

Uzun hava, bozlaklar gibi çoğu gazel ve kaside okunuşu da doğaçlama işi. Taksim, bizde doğaçlamanın aslında daha köklü, gelenek haline getirilmiş, işlenmiş hali, doğru adı. "Doğaçlama veya improvizasyon promptersiz konuşmalar için bile kullanılabilecek geniş anlam spektrumuna sahip. Gazel ve kaside aynı zamanda hem şiir hem de müzik formu.

Taksim usulsüzdür, ama vezinli sözün ritmik beklentileri ile oynayarak da taksim söz konusu edilebiliyor. Usulün olmaması, usul cehaleti olmadığına, tersine, bir usul bilinci üzerine kurulduğuna göre.

Besteli gazel ve kasideler de var. Ancak beste gibi dinlediğimiz çoğu gazel ve mersiye aslında beste değil, meselâ, Hafız Burhan, Hafız Osman gibi büyük yorumcularının ilk okuyuşlarını, "doğaçlamalarını" tekrarlamadan ibaret.

Taksim kadenslerde, ara nağmelerde, kontra giriş olarak süslemelerde vb de devreye girebilir. Konumuz taksim değil. Şiir. Vezni, ağzı, tarzı, bir vurgu dünyası olan eski şiirimiz.

Youtube'da yaygın olan bazı videolarla, halk geleneğine entegre olmuş klasik şiir ile başlayalım.

Meni Candan Usandırdı. Abulfat Aliyev:



Öyle Sermestim ki, Kazancı Bedih




Müzik ve şiirin yapılarının örtüşmesi, vezin ile usul arasındaki ilişkiler, bu inceliklere rağmen şiirin  müzikte usulden bağımsızlaştırılması daha kapsamlı tartışmaların, alâkaların konusu.

Eski şiir, beste ya da taksim dışında da değerlendirilebilecek "okunma/resital" tarzlarına da sahipti. 60'lı yıllara kadar destancılar sokaklarda dolaşır, destan okuyarak ve satarak geçinirlerdi.

Geleneksel şiir sunumlarında müzik, paralalel bir işlev de görebilir. Tambura/tanbura veya başka çalgı eşliğinde okunan şiir yer yer müzikle buluşur, yer yer kopar gider, paralel akışır. Müzik aletine, makam kullanımına rağmen şiir okunuyordur sadece, kapısını daha müzikal yorumlara açık tutarak.

İran, ortaasya, hindistan'da izlerini sürebileceğimiz ilginç bir okuma tarzını daha sunarak konuyu şimdilik kapatalım. Aşık geleneği ve besteli okuma içinde görülmesi gereken bir tarz. Videonun sadece linkini verebiliyorum:

Sabri Karger ve yine Büyük Fuzulî:

http://youtu.be/KqQZX82g_pU