Ah min'el aşk ve min'el guaraib:
Başımıza aşktan ve gariplikten geldi ne geldiyse
(Kendi "çevirim")
-Enis Diker'e-
Çöl açıkta kalıştır. Açıkta duruştur. Dünyayı yol ediştir.
Çöl savunmasız kalıştır, ter döken, yürüyen, emekleyen sığınıştır.
Çöl gece ve gündüzü yaşayıştır. Açıkta yaşayıştır.
Çöl vahadır. Vahada kalmayıştır.
Çöl bastığın yerle dostluktur, bastığın yerce yakılmaktır, kendi haline bırakılmaktır, kendi haline itilmektir.
Çöl verimsizliğe, kuraklığa, kavuruculuğa en yumuşak halinle çıkışın alanıdır.
Çöl leylayla karşılaştıktan sonrasıdır. Kurumaya, kurutulmaya, solmaya nefes veriştir, can veriştir, dikeni ayakta tutuştur.
Çöl yanılsama, serap, yol şaşırtan alemde yolunu kaybetmekten korkmayanın çıkışıdır. Nereye gitse, gideceği yere varır. Nereye varsa bir kaybolmuştur.
Çöl aşktan kavrulmuşluğun bahçesidir.
Çöl, leylanın varım dedikten sonra kaybolması, kaybedilmesi, ulaşılamaz olması, derdini, mecnunu unutmasıdır.
Çöl Leylanın gözyaşlarını akıtmadığı yerdir. Leyla bir orada yoktur. Her yerde Leyla görünürken. Her yol Leyladan gelir, Leylaya giderken.
Çöl Leylanın da Mecnunun da, dünyanın da kaybolduğu yerdir.
Çöl sırtlanların bile dizlerini titreten yerdir.
Çöl yere sererek, terleterek, kavurarak ayakta tutar.
Çöle sığınamazsın, kavuşamazsın, kaçamazsın. Dolaşırsın, ayakların birbirine dolaşır. Bulunamayacağı, kendini bulursun, kendinlikten koparken.
Çöl yalnızlığın unutulduğu bir yalnızlığa açılır. Susmakla konuşmak manalarını yitirir.
Çölde selamlaşma yoktur. Temkin yoksa da her daim, kenardan geçme, yoluna gitme vardır.
Çölde yol sorma, sohbet, yol kaybetmeyi göze alabildiğince olur.
Çölün çocuklarıdır ceylanlar, tilkiler, aslanlar, ve türlü alıcı kuşlar, fareler, karınca ve böcekler. Çölün dalgın çocukları. Çölü de aşk kavurmuştur. Savrulur ve soframıza gelir.
Çölün çölü de yaralı insandır. İncinmiş bir aşık, çölü de unufak eder.
Çölden çıkış yoktur. Aşktan çıkış yoktur. Kaybolmamış olan ne anlar?
Çöl mecnunun evi sığınağıdır, yolu Leyladan kaçışsa. Aşığın kadehini yere çarpmış bir Leyla, Mecnunun yolunu kesmiş bir Leyla, Mecnuna ilenen bir Leyla, Mecnunu asla dinlememiş, bildiğini okumuş bir Leyla bir başlangıç bile değildir. Leyla, o halde Mecnunun tecahülü arifanesindedir. Yolundan da özür diler bir kendisine seraba.
Çöle yüzünü çeviren Leyla, alıkoymayandır, gönül koymayandır, Aşığı dinlemiş olandır, derdini anlatmış olandır. Buna söz bile gerekmez. Aşık Maşukun yolunu kesmez. Maşuk da aşığın. Leyla Mecnununu yola düşürebilir. Mecnun Leylasını yolda bile düşüremez. Leylanın çırpınmalarına karşılık Mecnuna nazı geçer. Aşığın kime nazı geçer. Aşığı kim dinler?
Çöl aşığın oluş evidir. Açıkta, açıklıkta, tecrübesini buluşta olur ve ölür. Güneşten tüm zamanlar için korunamayacağını bilerek. Zamanı bilerek. Zamanını bilerek.
Çöl zamanın çocuğuna bir beşiktir. Anlama çölde mayalanır. Anlamanın ve aşkın sahibi olunmayacağı çölde uyanır.
Niyaz-ı Aşk Ederiz, Efendim.
(bitmedi, düzeltilmedi)
Hat: E. Dikerin Sitesinden alındı