Solun entellektüel kökenlerini, özellikle de seksenli yıllardan itibaren, aydınlanmaya, olduğundan da fazla aydınlanmışlığına bağladık. Daha önceleri söz konusu olabilen bir gerilimi daha yayvan bir aydınlanmış ufuğa göndermelerde bulunarak ortadan kaldırdık.
Eşitlik, adalet, dayanışma, hürriyet, kardeşlik fikri gelmiş geçmiş insanca yaşama taleplerinde, arayışlarında, aydınlanma hareketini aydınlatacak bir buluşma ortaya çıkmadan da söz konusu. Aydınlanma hareketi bir fikirden ideolojiye geçiş, her kapalılığı açıklığa, açığa alış da değil.
Solun aydınlanma sonralığı, temellerinin aydınlanmayla atılmışlığından çok, gündeminin, farklılığının, vurgusunun aydınlanmayla alenileşmesi ile de ilgili, solu vareden iktisadi, sosyal, siyasal konjunktrü biraz ihmal edebilirsek.
Kısa konuşalım. Sola aydınlanmanın bir yüzüydü diyelim, bir başlangıç iddiası olarak. Kaynak deşelemeden, kimseleri zahmete sokmadan.
Sol eşitlik, adalet, hukuk, hürriyet arayışını özellikle sosyalist ifadelerinde demistifikasyona tabi tutuyor, aydınlatan sınıfı, aydınlanmanın bilincinin yerleştiği merkezleşmeyi lağv ediyor.
Sol iktidarı iktidar dışına, düşünceyi ezberin dışına, yönetici halkayı ilk halkayı dağıtma pahasına kitlelere açıyor. Bu insani bir ihtilaldir. İnsanı hapishanesinden çıkaran bir ihtilaldir. Sol düşünceyi bazan kalıplasa da, düşünmenin tekellerini, hiyerarşisini, hendeklerini aşan bir hareketi tetikliyor.
Sol, aydınlanmanın bir türevi değildir artık, en yakın anlamıyla ondan bir kopuştur. Aydınlanmışlığı şiarlarından gelse de, bilinci ezberden kurtarma çabaları, dinle düşünce arasındaki bağımsızlaştırma ve bu bağımsızlığı temellendirme çabası aydınlanmayı aşan bir evrensellik iddiasının da temellendirilmesi.
Sol, dindışının mistifikasyonunu ortadan kaldırarak dini de özgürleştiriyor. Bu nasıl anlaşılacak? Pek anlaşılmayacak gibi görünüyor.
Sol, tüm insanlık için geçerli, ideolojik olmayan, temellendirilmesinde ciddi bir evrensellik iddiası olan bir çıkışlar kompleksi. Bugün sol duruş yeniden mistifize ediliyor. Bu mistifikasyon bir dinle buluşma olarak algılanmamalıdır, tersine solun halkla alışverişinin kopmasına koşuttur.
Bugün, merkezi atama sistemleriylei klanlaşmalarıyla, kirli ve yıpranmış isimleriyle, hukuksuz ve iç demokrasisiz tavırlarıyla, halka ve iddiası olana kapalı duruşuyla sol solun çıkışını yadsıyan bir haldedir. Sol artık sol değildir! Solun yaptığı ön açma, insanlara açık durma, katkıda katılımda bulunabilme daveti bugün bir ezbere, kapalılığa, önkapatıcılığa, düşüncesizliğe sömürge edilmiştir.
İç güveysi basın, içgüveyisi sol, iç güveyisi aydın bize ne aydınlanmayı açıklatabilir, ne de sol üzerine düşünmemizi sağlayabilir.
Sol bir kopuştu. evrenselliğe, insanların kardeşliğine açılmış bir kalkışmaydı. Bastırıldı. Şimdi de bazan bastırmakta.