22 Ekim 2007

Son Savaş Tartışmalarına Karışmak Gibi Olmasın Ama

Önce Kaybettiklerimiz için: İnna lillah ve inna ileyhi raciun.

Bir savaş davetiydi o saldırı. Ve davet kabul edildi.

Davet kimden geliyor, bilmeyelim.

Davet kabul edildikten sonrasına bakalım.

Sık sorulan sorular için bir kolay klavuz sunalım.

Türk Ordusu Irağa girerse ne olur?

Dar bir bölgeye girer. Lokal bir alanda kalır. Zorlamaz ve fazla zorlanmaz. Hem püskürtülmeyi kabullenmeyeceğinden karşı koyanların kayıpları artar, hem de savaşın nedenleri ve gerekçeleri daha fazlasını gerektirmez.

Savaştan kim kârlı çıkar?
Savaşı kim finanse edecekse o savaşın patronudur. Eğer sınırlı sorumlu, kontrollü bir savaşsa, finansmanı yerliyse, bütçeyi delmiyorsa, bütçeye yamalık gerektirmiyorsa olaya lokal bir savaş olarak bakabiliriz. Yerel hesaplarla, bütçeyle ve insiyatifle yapılmış gözüyle bakabiliriz.

Savaşı önümüze koyan müttefiklerimiz mi?
Savaşla borsa çökmezse, evet! Ancak lokal, sınırlı bir savaş bunu gerektirmez. Bir genel yayın yönetmeni hararetle savaşı destekliyorsa, bu müttefiklerimizin rolünü de teyid edebilir birileri açısından. Ben, onun desteklediği savaşın meşru gerekçelerinin kalmayacağını, savaş karşıtı eylem yaptığını düşünüyorum:)

Peki Ordu kuzey Irak'a girdi ve bir süreliğine de olsa yerleşti. Bu küçük bir hamle midir?
Hayır! Küçük bir olay değildir. Bu olay bazı beklenti ve yönlendirmelerle de değerlendirildiğinde bundan sonra bölgede ne olabileceğini de az çok aydınlatmaktadır.

Bizi Irakta isteyenler kimlerdir?
Denge sağlayacağımızı düşünen, korunma isteyen bir azınlık henüz temkinlidir. Bizi Irakta isteyen iki kutup vardır. Birincisi, İrana olası bir saldırıda Türkiyeye Kuzey Irakta pozisyon aldırmak isteyen kesimler. Bu kesim iranın bir karşı hamlesini sınırlandırmayı ummaktadırlar. Irak koalisyonunda yer alan ve Irağa girmemize en çok karşı çıkan kesimlerde dahi bir kanal açma düşüncesi belirmiş olmalıdır. Kavga gürültüye bakmayalım. Buna dikkat edelim. İkincisi İrana bir müdahaleyi daraltmak, sınırlandırmak gerektiğini düşünenler. Bunlarde müttefiklere karşı bazı kuşku ve kaygılar var demektir. Pozisyon almaları, düşük olasılıklılıkta alternatif düşünmeleri, hedef serinletmeleri gerekmektedir.

Geri çıkma durumu var mıdır?
Evet, ama alakamız sıklaşacaktır.

Kim gerilecektir?
Bence ıraklı kürtlerden çok, oluşturduğu güvenlik kuşağını deldiğimizi düşünenler olursa ipi gereceklerdir. Gerilen ip savaşın olmadığı dünyada hissettirilecektir.

Bağımsız karar alabilecek durumda mıyız? Ne yaptığımızı biliyor muyuz?
Hayır! Ancak, bağımsız kararlar almak isteyen, kendi politikaları için alan açmaya çalışan kesimlerimiz vardır. Bunun dışında kalanlar ciddi sözleşmeler, anlaşmalar, verilmiş sözler, alınmış sözlerle hareket etmektedirler. Anlaşmaya saygı olumludur, ama anlaşma meşru, hukuksal anlamda geçerli, topluma toplama patron tayin etmeyen bir özellik göstermekteyse. Mevcut anlaşmalarımızın çoğu sakandal yaratacak zaaflarla, eğilme ve bükülmelerle yapılmıştır. Çoğunu reddediyoruz! Halktan onay alınmamıştır! Vicdana sunulmamıştır! En radikal gerekçeleri kullananların yanlışlarının daha büyük olduğunu düşünebiliriz! Aklı başında olan sakin davranır.

Savaşa bulaşmamalı mıyız?
Günaydın savaş aleyhtarı arkadaşlar. Biraz akşamdan kalmasınız. Savaşın içindeyiz. Girmemiz de çıkmamız da ayrıntı. Ama basit ayrıntılar değiller. Savaşın altyapısına, kurumlaşmasına ve yerleşmesine katkıda bulunan kesim, kurum ve duruşlarımız var. Savaşa karşı çıkan kesimlerimizde ise bir uzak duruş hülyası var. burnumuza kadar battık.

Savaşa daha fazla batmamız anlamsız mı?
Anlamsız olur mu? Biz de batarız. Ancak bu savaş bir yoklama, pozisyon alma, dirsekleşme olarak radikal sonuçlar vermeyebilir. Askeri vurgularla yapılmış bir el açma, pozisyon konuşma çabası olarak da görülebilir. Ben savaşa girdiğimizde paniklemeyeceğim. İnsiyatifimiz var mı onu izleyeceğim. Panikleyeceğime dünyamızdaki dengeleri okumaya çalışacağım. Tabii ki biraz geride kalarak. Yani geç anlayarak. Kısa sürede bir denge kurulacaktır, nasılını sezmeye çalışacağım.

Savaş Kürtlere mi karşıdır?
Hayır! Dengelere kafasını yoran ve kuşkuyla bakan kürtler mevcutken başka ülkelerin sorunlarına endeksli bir kürt politikasını sindirebileceklerini nasıl ezbere konuşabiliyoruz? Bizi orada görmek isteyen kürtler de vardır. Bu bir aşkdan da kaynaklanmak zorunda değildir. Kolay dengeler zorlanmaktadır. İrana yönelik operasyon üzerine kafa yorulduğunu sezebiliyoruz, ama biden beklediklerinin ne olduğunu tamamen çıkaramıyoruz. Zaten müttefiklerimiz bölgeden çekilirse, dengeyi kurtarmak türkiyeye de düşebilir. son savaş ya da operasyon ihtimali bu kadar uzun boylu bir adımın zorlanması olarak değerlendirmemize gerek yoktur. Daha çok sınama ve sınanmalar yaşayacağız.

Kim kazanır?
Savaş kazanır. Ama barış kaybetmez. Ölenler, acı çekenler olmasa ortada bir diplomasi ve siyaset alışverisi var. Siyasi bir kapışma var. Sorun Kürtleri de Türkleri de aşan bir boyuttadır.

Türkiye savaşta ne kazanır?
Savaştan değil, oyunun içinde olmayı düşünerek özgüvenini biraz kazanabilir belki. Ancak şartlarını belirlemediğimiz, bundan sonraki hamlelerimizi yönlendiremeyeceğimiz bir dünyaya açılıyoruz. Dünya bilgisi kazanabiliriz sanıyorum, biraz. Anlama da özgüven işidir.

Kim dost, kim düşman, kim kim?
Savaşı eleştirenler başka bir savaşın hazırlıkçısı, barışı savunanlar savaş rantıyesi olabiliyorlar. Savaşanlar savaş karşıtlığının sözcüsü olarak görebiliyoruz. Ben savaşmış, savaşı bilen, risk alabilen, kendi toplumunu karşısına alma cesareti gösterebilen insanları daha ciddiye alıyorum. Kendiyle barışık çiçek çocukluğu değil, dünyayı ayakları üzerine bastırma işi. Hiç bir haksızlığa karşı çıkamamış radikal retorik, kurtulmuş tavır ürkütücü. İnsana saygısı olmayanlar, insanın kurdu olanlar çevreci, hayvan dostu; zulme uyuklamışlar barışsever, hayatında çalışmamışlar sosyalist; kaç kurtulcular milli takılabiliyor. insan bütündür. insaniyet bütündür. komşusunun elindekinde gözü olanın barışseverliği de tiksindirici, ürkütücü. Gizli gündem bilmeyenlerin işidir dayanışma!

Ne olacak memleketin hali?
Yıkılmayacağız! ayakta kalacağız! Daha fazla insan olacağız! Daha fazla direneceğiz! daha fazla kendimiz olacağız! Başkalarının rüyalarına düşman olmayacağız! Rüyalarımız başkalarının rüyalarını karartmayacak! İnsani bir duruş yakalayacağız! insanlık ihraç edeceğiz! Olduğuzuz gibi görüneceğiz, göründüğümüz gibi olacağız! Elimizdeki emaneti yere düşürmeyeceğiz! İnsan olmak, insan kalmak için direneceğiz! Memleketimizin hali, hal-i perişanımızdan çok daha düzgün.