18 Mart 2012

Evet, "Çanakkale Cumhuriyetin Özsözüdür!", Var mı İtirazı Olan?

Çanakkale Direnişinde Fahreddin Paşa'nın rolünün unutulması sadece cumhuriyetin aktif kadrolarının isimlerinin öne çıkarılması yanlıştır, ancak tarihin hep ileri bir tarihten, noktadan yazılmaları ile alâkalıdır da. Varolan kadroların Direniş cereyan ederken nerede olduklarını popüler tarihçi ve gazetecilerin aramasına ise şaşırmamamız gerekir: İşleri budur!

Tarih daha ileri zaman noktalarından tekrar tekrar yazılacak, olaylar yeniden, yeniden değerlendirilecektir.

Sağ kalanlar "Padişahımız Efendimiz" diye yad ettikleri sultanlara eleştirisiz; Cumhuriyet kutlamalarını gözleri yaşararak izlerlerken cumhuriyet adına her yapılana incinmez değillerdi. Cumhuriyeti seçmiş osmanlılardı. "Hain Padişah"lı tarih kitaplarımıza hayret ederlerdi, Cumhuriyetin geleceğimiz olduğuna en ufak tereddütleri yokken.

Her devrimin acıları, sancıları olur. Kutuplaşmalar Cumhuriyet üzerine değil, cumhuriyetle izlenecek politikalar üzerineydi.

"Tarih cumhuriyetle başlar!" ideolojik bir slogandır. Tarihin nerede başladığı hiç bir zaman için bilinmez. Ancak tarih yazımı hep narratiftir, hikaye edicidir, kronolojik olarak değil, yeniden tasnif edici düzenleyici, yeniden anlamlandırıcı bir çabanın eseridir. Hikaye ediş hakikatinden koparılır bir iş olarak görüldüğünde tarih, masallaşır.

Her ideolojik tavır tefrika değildir, öngörülen bir geleceğe yönledirir, öngörülen eşikleri, hendekleri kendince atlatır.

Bugünkü sığlıkları avlama peşindeki eleştirel sığlık ufuksuzluğa yol açışıyla tehlike oluşturmakta: Dün cumhuriyetin tahkim edilebilmesi için yapılmış doğru yanlış herşey günü elinde tutmanın ufkundan yerle bir ediliyor. Eleştiride haklı olmak eleştirecek mevzuyu bulmak, özdeşleştirmekten geçmiyor, içinde değerlendirilip hakikatine açan bir ufku da gerekli kılıyor.

Cumhuriyeti ve bağımsızlığı tahkim etme çabasını aşağılamak, eleştirilen sığlık yaftasına tekabül edenden daha da sığ bir bakıştan olduğunda onca emekle elde edilenleri döküp saçan bir miras yediliğin hezeyanından başka bir şey olmuyor.

Solun, sendikaların da kendilerine özgü Çanakkale yorumları varsa bunu sadece anlamakla mükellefiz. Kimse direnişin sahibi, ideoloji ya da karşı ideolojinin tartışılmaz bekçisi değil.

Kaldı ki solda Çanakkale üzerine söylenmişler, Çanakkale ve sonrasının Ekim Devriminin önünü açan olaylardan olması iddiası dahi muhafazakar tarihçiler tarafında da dile getirilmiştir. Sanırım günü kurtarma, günün baskın siyasi duruşunu tahkim etme anlayışına ters düşen çanakkalenin cumhuriyetin "önsözü" olmasıdır. Çanakkale Direnişinin Cumhuriyeti'in önsözü olduğu fikri, bugünden bakıldığında, bana hiç de yanlış gelmiyor. Ben zaten dünden bakamam ki? Bu ne mümkün, ne de gerekli.

Çanakkalede zafer kazanılmasa dahi cumhuriyet kurulabilirdi, çökmekte olanı, gelmekte olanı görmek yeterli. Yenilgi bile olsa müthiş bir direniş olarak yön verecekti.

Çanakkalenin işgalle sonuçlanabileceği endişesinin kurmaylarda ve eşrafta alternatife hazırlılıklığı artırdığına da dikkat etmek lâzım.

"Çanakkale Savaşı olmasaydı" tartışması ise başka bir tartışmadır. Çanakkaleye giden gelişmeleri eleştirenler bunu çeşitli gerekçelerle yaparlar. Önemli bir kısmı direnişin başarısı için çırpınmış insanlardır.

Herkes orada yitirdiğimiz bir kuşak münevver'e, üniversiteye "sonrakilerin önü açıldı" gözüyle bakmaz: Fatura çok ağırdır! "Bir zararı olmadı!" diyenlerin bir kısmı dahi umut verme peşindeydiler.

Yetişmiş insanların dışında bir şeyi daha kaybettik, bizi ayakta tutan, bazan idam edilen gençlerin tavırlarında son kez kendisini ifade eden: Fütüvvet'i.

Fütüvvetsiz bir geçmişe göz kırpan geçmişçi bir hayat tarzı ve geçmiş düzen özentisi fedakârlığın, adamlığın, kardeşliğin, direnişin dünyasını vücudundan atmış otoriter ve siyasî bir hayatsızlık özlemidir.

Gelecek Cumhuriyettir. Onu yeşertmek yerine soğuk savaşa teslim eden ruhu bünyemizden atmalıydık.

Gittiğimiz yol sadece ve sadece insanlık yolu olmalı, fazlası fazladır!

Döküp saçmadan, cesaretle bakmaktan, sorumluluk almaktan, yüzleşmelerden ve hakikatten korkmadan.