21 Mart 2012

Uluslararası Durum Üzerine Bazı Basit Varsayımlar

1. Neoconlar ve dünya dinamiklerini şekillendiren finansgücü ile dünyanın dinamiklerini serbest bırakarak iktisadî ve siyasî entegrasyonun önünü açmaya çalışan güçler arasında bir savaş cerayan ediyor. Neoconlar  taktiksel nedenlerle susmadılar: İktisadî ve toplumbilimsel maliyetleri buna yol açtı. İşleri bitmiş değil, ancak, yeni siyasetlerini bulmaları uzun sürecek ve kayıp verecekler.

Uluslararüstü Finans hiç bir zaman için uluslararası değildi. Gözettikleri, ayırdettikleri, dışladıkları, engelledikleri vardı. Sanıldığından daha ideolojik idiler ve hiper modern bir kapitalist öncephe arkasında arkaik korkular, ezberler, kireçlenmiş anlayışlar söz konusu idi.

Uluslararası dinamiklere, ülkelere, siyasetlere yapılan müdahaleler dünyada dinamikleri çarpıklaştırdı, olay akımlarını kısa ve orta vadede kontrol edilemez okunamaz hale getirmese de mantığından çıkardı.

"İki akım da iktisatlı olmadıkları için tasfiye oldular!" diyenlere bir itirazım olmaz. Şunları eklemek şartı ile: Neoconlar düşmanlık, gerilim, şeytanlaştırma, tahakküm dili, sınır ve ölçü tanımaz toplum mühendislikleri ile dünya devletlerini kurumsuz, sorun çözemez hale getirdiler. Meşru ve demokratik siyasetler insiyatif dışı görülmeye başlandı. Kayıtdışı müdahale kurumları reel politik meşruiyet kazandı.

Uluslararası Finans çevreleri kültürler, toplumlar, inançlar, insanlar, uluslar, ırklar arasında ayrımcı davrandılar. Bu onların halk(lar) nezdinde lokalize edilmelerine, lokal eğilim, çıkar ve müdahaleler içerisinde değerlendirilmelerine yol açtı. Uluslarüstü finansmanı denetleyen kesimler bu güçlerini zamanla kaybettiler. Bunda üretimi bırakmış, fason üretime geçmiş ülkelerin finansal çeşitliliği artırmaları kadar, kendilerine daha az ihtiyaç duyulan finans güçlerinin bağımsızlaşmalarının önünü açılmasının da payı var. Para bolluğu finans yönetiminin tekelleşmişliğininin insiyatif kaybı olarak çokmerkezlileşmesine yol açan etkenlerden.

Tercih imkânları orta ve uzun vadeli beklentileri çakışan kesimler arasındaki parasal alışverişi artırdı. Mortgage krizi uluslararası finansın ideolojik kontrol aracı olması mekanizmasını zayıflatan etkenlerden.

Neoconları acımasız, kaba, hoyrat, düşüncesiz ve "egoist" savaşçı teknikleri müttefiklerinde ABD'ye daha fazla kuşku ve güvensizlik yarattı.

2. Maliyetli politikalar maliyetsiz politikalara dönüşmekte: Dünya sisteminin restorasyonu dönemindeyiz. Dinamikler uluslararası dengeler, alışveriş ve toplumsal güçleri hesaba katan bir sisteme bir sistemik rehabiltasyon sürecinde entegre edilmeye çalışılıyor.

Kapitalizmin krizi dünya krizlerine yol açabilecek çarpık bir entegrasyonun ürünü. Krizin derinleşmesinden kâr elde etme beklentisi hiç bir çevrede yok.

Hammaddeler, kaynaklardaki arz talep dengesi dönemsel kriz ve toparlanma dönemlerinde sorun çıkarmayacak uluslararası ticaret ve alışverişi kolaylaştıran düzenlemelerle açık tutulmak zorunda görülüyor.

Önemli olan kaynak kontrolünden çok, kaynakların sanayiye açık tutulması, talep daralmasının yol açacağı üretim açıklarının toparlanma dönemlerine kilit vurmaması. Bunun için üretimde bulunan ülkelerin varlığı pazarların açık tutulmasının önemli bir ayağı.

3. Kapitalizm kibarlaşmıyor, yumuşamıyor kendi toplum mühendisliği ve önyargılı saldırgan yönetilmesinin toplumsal ve mali yükünden kaçmaya çalışıyor. Eğer kapitalizm bir dünya sistemi olma iddiasında ise dünya dinamiklerini yeraltına akıtmaması gerekiyor.

Dünyadaki eşitlikçi ve kapitalizm karşıtı politika yürütülenlerden bir kesimi insanların ve demokratik siyasetlerin bir ölçüde etkin olabildiği bir dünyayı iki nedenle onaylıyorlar. Birincisi ağır bir kriz kapıda. Kazananı az olabilecek, kasıp kavurabilecek bir kriz. İkincisi daha rasyonel bir siyasî alışverişin kapılarının açılma ihtimali.

Gelişmelere karşı çıkanların bir kesimi meselâ Neocon ittifakı ile "bu oyuna karşı" direnmeye çalışıyorlar. "Yanlış platformlarda brifing verenler", "müsaade etmez!", "izin vermez"ci patronaj arayanların aşağılanarak oyunun dışında kaldıklarını gözlemliyoruz.

Bir başka kesim ise gelişmeleri okumaya, bağımsız ancak dünyadaki siyasî alışverişe hitap edecek "gerçekçi", evrensel siyasetler geliştirmeye çalışıyor.

Uluslararası gelişmelerin dalgasıyla alabora olmamak "sağlam destek" bulmaktan değil gelişmeleri okumaktan geçiyor. Gelişmeleri okuyan yönlendirir. Yönlendirme çabaları varsa tabii ki.

Önce toplumlarına yeni hedefler koyabilen, toplumsal uzlaşmalarını kendi dinamiklerinin hakikatine oturtabilecek olanlar makûs talihlerini yenme girişiminde bulunabilirler.

4. Gelişmelerin konjonktürel olması ya da olmaması önemli değil. Bu krizden yeni bir dünya çıkacak, ancak krizin kâbusa dönüşmesi ile değil, dünyanın dengelenerek "kontrol altına alınması" ile.

Burada kriz döneminde kurulan iyi ilişkiler, fırsatçı davranmama halleri ve kendi bahçemizi bahara hazır tutmamız önemli. Komşuluk ilişkilerinde denge tutturmamız, finansı zayıf ülkelere takas ile müteahhitlik hizmetleri sunabilmemiz, üniversitelerimizi demokratikleştirebilmemiz, iç sorunlarla yüzleşmemiz, sorunlarımızı ertelemeyi başkalarına rant kapısı olarak sunmamamız, yargıyı bağımsızlaştırmamız ya da hukuk düşüncesi ve adalet dağıtımı ile buluşturmamız, güvenlik güçlerinin muhalefet hareketlere karşı tavrını gözden geçirmemiz lâzım.

Çalışanların sorunları makro ekonomik hesap sorunu olarak değil, adâlet ve hukuk sorunu, insan anlayışımızın yansımaları olarak düşünülmelidir. Üretimde denetim ve kalite, toplumsal adalet, siyasî platform öncesi sorun çözüm kurumlaşmaları çalışma hukukunun içindedir.

Kendi içinde toplumsal dinamiklerini ezen bastıran bir anlayış ile "geçici mi hattâ bir yanılsama mı" olup olmadığını bilmediğimiz yerel dinamiklerin önünün açıldığı bir uluslararası dönemden yeterince yararlanma şansımız yoktur.

Bölgedeki gelişmeleri aşabilecek bir ufuk kendi ülkesinde konsensusu devre dışı bırakmış olamaz!