22 Mart 2008

"İlhan Selçuk Serbet Bırakılmalıdır!" Demek Üzerine


Kontrgerillanın işkencehanesinde misafir edilmiş bir İlhan Selçuk son kontrgerilla soruşturmasında içeri alındı. "Her halde fikrini almak için emniyete davet etmişlerdir" mi desek? "Gece yarısı evine gidilmesi dikkat çekmemek içindir" mi?

Evet, İlhan Selçuk eski bir ihtilalcidir ve bunun hesabını da fazlasıyla vermiştir. Devletten alacağı vardır, vereceği yoktur. Vergi kaçakçısı değildir. Kimse onun için "kullanın, tahta arasından süpürmeyin" dememiştir.

Hayat bu, insanlar farklı noktalara gelebilir, dostuyla düşman, düşmanıyla dost olabilir. Ancak bu kadar bağımsızlıkçı bir yazarın, soğuk savaş örgütleriyle alâkalanacağını düşünmek biraz zor ve zorlama gibi geliyor. Yeni bir vapur yangını, uçak kaçırma, Atatürk Kültür Merkezi yangını davasıyla mı karşı karşıyayız?

Soğuk savaş. Soğuk savaşa karşı soğuk savaş. Tema üzerine çeşitlemeler?

Yargı bağımsızdır. Dikkatle izleyeceğiz. Güçlü gerekçeler, kurulmamış iddialar, temelleri olan tavırlar, hukuku olan polisiye önlemler bekleyeceğiz. Demokrat payesini o kadar kolay dağıtmayacağız.

1 Mayısta hukuk gözetilmedi, saldırgan davranıldı. Ölenler, kalanlar üzerinde durulmadı. Hukuksuzluk sorgulanmadı. İktidar gösterisinde bulunuldu. Cop yiyenler vatandaş, insan olarak görülmedi. Toplumsal gerilim, bile bile körüklendi.

Hrant Dink cinayeti öncesi tedbirde gönüllülük de göremiyoruz.

İlhan Selçuk'un içeri alınması gerilim artırıcı bir adımdır, hukuken sorunludur. İtiraz, süren soruşturmayı etkileyici mahiyette değildir, hukukun temel ilkelerinin çiğnenmesine bir itirazdır. Hukuk'u sorunludur. İddialar ciddi dahi olsa idi, tutuklanmaması için yeterince gerekçe ve içtihat mevcuttur.

Darbeciliğe karşı olan, darbe hukukunu değiştirir. Bugün 12 eylülcüleri yargılayabiliyor muyuz? Marmariste bir "Netekim Festivali" bile düzenleyebiliyor muyuz? İlhan Selçuk'a işletilen hukuk karşılıklılık prensibine, yani hukuk düşüncesinin temel prensibine aykırıdır. Yaşı bir gerekçedir. Alınıp götürülmesinin infial yaratıcı bir eylem olarak algılanabilmesi muhtemeldir, en azından toplumu gerici, gerilim yaratıcıdır. Kutuplaşmayı perçinleyicidir. Deliller bu orantıda mıdır?

İlhan Selçuğun yazar ve gazeteci olması başka bir "sorun"dur. Cumhuriyet"in ilanları hükümeti ne kadar rahatsız ederse etsin, basın üzerinde oluşturulan baskılar için gerekçe edilemez. Kamuoyunun siyasi güç tarafından kontrol edilmesini sağladığı rahatça iddia edilebilecek eylemler demokrasinin mihenk taşına vurulabilir türde eylemler değildir. Akşam Gazetesi yöneticileri dahi tehdit edilmekte olduklarını yazabilmektedirler. Bunlar ciddi sinyallerdir. Basın tekelleştirilmekte, paylaşılmaktadır. Çok seslilik kaybedilmektedir.

Darbeciliğe karşı olan, darbeciliğe karşı darbeciliğe de karşıdır. Geceyarıları kimselerin evinin basılmasını teyzelerinin, amcalarının mektuplarının karıştırılmasını onaylamamaktadır. Suç unsuru arşivlenmiş mektuplarda, kitaplarda, makalelerde aranacaksa, suç iddiası yeterlilik taşımamaktadır. Ürkütme, teşhir etme, misilleme öne çıkarılırsa hukukun üstünlüğü kavramı terkedilmiş demektir.

Devletin, toplumun, kamunun kurumları son "soğuk" iç savaşa alet edilmemelidir. Bu, ayrışmanın rayından çıkarılması demektir. Sözkonusu kuruluşların sendikasız oluşları, tepkilerini, itirazlarını da ifade etmelerine engel olmaktadır. Sorumluluk, siyasi gücün değilmişcesine, gerilimde devreye sokulan kuruluşlara ihale edilmektedir. Sorumluluk siyasi gücündür, bunu değiştirmek, devletin çeşitli aygıt ve kuruluşlarını taraf ederek tartışma dışı kalmak mümkün değildir.

Tehdit edilen gazetecikorunmuyor. Şikayeti dinleneceğine tehdit edilerek geri gönderiliyor. Geri gönderen siyasi sorumluluk, katillerin yakalanmasıyla sorumluluktan muaf mı oluyorlar? Kapışan taraflardan birisi suçlu, öbürü günahsız nasıl olabilir? Arada insanlar ezilir, kan dökülürken? Onca ihmalin, seçmeciliğin, taraflığın, tarafgirliğin içerisinde? Olan bitenlerden fiili sorumluluğu olanları, her fırsatta yangına körükle gidenleri, demokrat taraf olarak göremiyoruz.

Abartma, gerilimi artırma, darbe hazırlayıcı eylemler yerine hukuku işletmelerini, infial yaratmaktan kaçınmalarını, konuşanları baskı altında tutmamalarını bekliyoruz.

Bu ülkenin ve insanlığın yasalarını çiğneyenler adaletten kaçamamalılar. Adalet, açık, seçik, net ve aklı selimde karar kılarak gerçekleştirilir. Soğuk savaş manevralarına hukuk alet edilmez, edilmemeli.

Suçluluğu kanıtlanabilecek insanlar bile geceyarıları evlerinden toplanmamalılar, kaçma ihtimalleri yoksa, hukukun üstünlüğünü reddetmiyorlarsa. Hiç bir insan kendisini savunmaya zorlanamaz. Adalet, haklıyı haksızı ayırd etme durumundadır. Kimse kendisini savunmaya zorlanamaz. Bir iddian varsa ispat edersin. Bir yanlışın varsa, sanığın itirazına kalmadan düzeltirsin.

Panik yaratılmaya çalışılıyor düşüncesi kamuoyuna gitgide hakim olmaktadır. Onca dışpolitik dayatma ve oldubittinin arasında toplumsal karamsarlık güç kazanmaktadır. Puslu bir hava ufka hakim olmuş durumdadır. Gerilimin siyaseti kimin siyasetidir? Biz halk için bir yarar görememekteyiz.

İlhan Selçuk serbest bırakılmalıdır!" demek, bağımsız yargıya müdahale etmek değildir kanaatindeyiz. Bağımsız yargının siyasileştirlmesi ihtimaline karşı bir eleştiridir.

12 Eylül yargılanmadan soğuk savaşın kurumları nasıl yargılanacaktır anlayamamaktayız. Seçmeci davranılmadığı ne malum? İşimize gelmeyenler devre dışı bırakılırken, birilerinin işine gelenler faaliyete devam ediyor da olabilirler. Örneği çok görüldü.

Tekrar tekrar, hukukun üstünlüğünün hakim kılınmasını, yargının bağımsızlığının sağlanmasını, devlet memurlarının sendikalaşmasına ve hukuki ve insani haklarına kavuşturulmalarına izin verilmesini, siyasi müdahalelerden bağımsızlaşıp toplumun her kesimine hizmet verebiliyor olmalarını her olan bitenin talihsiz sorumlusu durumundan çıkarılmalarını talep etmekle başlamamız gerekiyor.

Toplum, bu kadar gerilmemeli. Bölgede olacak biteceklere dikkatimizi vermek zorundayız. Gerilimciliğin hiç bir kanadı halkın ihtiyaçlarına cevap vermemektedir. Komşularımızdan gelen işkence çığlıkları bizim varoşlarımıza kadar yayılmamalıdır. İşitilmesi zor olan da budur. Sıradanlaşmaya izin verilmemelidir. Şiddetin, zorun, zorbalığın sıradanlaşması bu gerilim sürdürüldüğü takdirde kaçınılmazdır.

Bizden istenen birşeyler vardır. Ve "aksi takdirde" ile başlayan cümleler.

Gündelik yaşamımızı olabildiğince gerilimsiz sürdürmek zorundayız. İddialara değil hesap vermedeki gönüllülüğe, lafza değil ihtimama önem vermek durumundayız.

Zor bir dönemden daha geçiyoruz. Sorumlu davranarak atlatacağız. İşe güce, ihtimamla eylemeye, fevri olmamaya devam edeceğiz.

Bir muz cumhuriyetinde yaşamadığımızı yeniden, yeniden sergilememiz gerekiyor.