31 Mart 2008

Kısa Bir Ara Veriyoruz


Biraz gönülsüz yazdık son günlerde, yazdıklarımızdan memnun değiliz. İş güç. Ve paldır küldür akan bir dünya. Bin bir itilip kakılma. Aklımız yazdıklarımızda değil.

Derdimizi az çok anlatabildik sanıyorum. Bir süre susacağız, dinleyeceğiz. Uyumaya, yüzmeye, yürümeye, dostlarla sohbete ağırlık vereceğiz.

Ata bineceğiz. Perdelerimizi ütüleyeceğiz. Ayakkabılarımızı boyayacağız. Evimizi elden geçireceğiz. Akrabaları, yaşlı ahbapları arayacağız. Neylerimizi yağlayacağız, tamburamızı elimize alacağız. Banyoda yıllar sonra yeniden şarkı söyleyeceğiz.

Bu arada, eski yazılara biraz düzen verme, gözden geçirme fırsatı bulabileceğimizi de umuyorum. "İnternet: Global Kerhane" gibi lâfları çıkaracağız, söz verdik. İfadeleri yumuşatacağız. Kaygılarımızsa devam edecek, insandan beklentimiz de.

Kendimiz için bir beklediğimiz kalmamıştır. Talan edildik. Rahatladık. İşimizin hakkını vermeden başka bir derdimiz, taşıdığımız bir yumurta küfesi kalmamıştır. Yeni dertler, hastalıklar, geçim sıkıntıları, düşüncesizlikler bizi bulana kadar beklentisizliğin, acelesizliğin rindane neşesini yaşayacağız.

Ve gerektiğinde yeniden, yeniden, kapımızı insana açıp başımızı belâya sokacağız, dümdüz edileceğiz.

İnsandan umut kesmeyeceğiz, bu yüzden bıkıp usanacağız da.

Ve hep şaşırtılmayı, yanılmayı bekleyeceğiz. Yanılmamazlıktan, artık yanılamamaktan, yanlışlanamamaktan utanarak yaşayacağız.

Şimdilik hoşçakalın. Etrafta yeterince büyük lâf eden var. Biz lâfta, lâfzda değiliz. Bu puslu, çizik, paslı aynaya yansıyan hakikât değildi. Yüzümüzü döndüğümüze yüzünüzü çevirin, bizle yansıyanda bir şey yok. Bu cephede yeni bir şey yok, Efendim.

Aşkla ve saygıyla arzeyleriz.